Seray Şahinler
Deniz, okyanus, gökyüzü, gün doğumu, günbatımı, maviyi anımsatan, iç açan, huzur veren ‘şiir mavisi’ kelimeler… Ancak Galerist’in yeni standı “Distilled From Scattered Blue” mavinin pek ‘romantize edilmeyen’ tarafına, arayı temsiliyetine, gizemine ve getirdiği ‘hüzne’ bakıyor. Károly Aliotti’nin küratörlüğünü üstlendiği stant ismini Lavinia Greenlaw’ın “From Scattered Blue” şiirindeki bir mısradan ödünç almış.
“Distilled From Scattered Blue”, maviden çok mavinin gerisindeki hüznü sorgulayan bir stant. Mavinin melankolik çağrışımları etrafında şekillenen stantta Abdülmecid Efendi, Erol Akyavaş, Semiha Berksoy, Albert Bitran, Katrien de Blauwer, Hera Büyüktaşcıyan, Nermin Er, Max Ernst, Candeğer Furtun, Ahmet Doğu İpek, William Kentridge, Gustav Klimt, Çağla Köseoğulları, Nermin Kura, Dora Maar, Joan Miró, Mübin Orhon, Lara Ögel, Sarkis, Léon Spilliaert, Elif Uras üzere isimlerin işleri var.
Eserler, mavinin belli-belirsiz ortasındaki ince çizgisine, bir sürü şeyin içinde mavileri ayrıştırmaya, bulanıklığa, şuur hâllerine dokunuyor. Bir türlü varamadığımız o yer, midemize çöreklenen taş, göğsümüzde bir nişan üzere taşıdığımız acı tahminen de mavi; bir yandan derimize sızarken, başka yandan gardımızı düşürmemizi talep ediyor.
İyileştirici gücü
Erman Özbaşaran’ın gün doğumundan saniyeler öncesindeki rengin hem çok net hem bulanık yansımasını çağrıştırdığı “Muvazene 58” ile açılan stantta karanlık bir geceden geçerek Miro’nun “Gecede Biri” ile karşılaşıyoruz. Akabinde gün doğuyor, karanlık aydınlığa çıkıyor ve Max Ernst’in mavinin tonu “Ormanda Gündoğumu” karşılıyor izleyici. Albert Bitran’ın “Üç Güneş”i, Semiha Berksoy’un “Otoportre”si, Candeğer Furtun’un “İsimsiz” eli, Abdülmecid Efendi’nin sofistike “Natürmort”u, Elif Uras’ın “Kuğunun Gözyaşları”, Sarkis’in “Mavi Kalp”i stantta mavinin yardımıyla yazılmak istenen öykünün sayfaları.
İngiliz sanatçı Clare Twomey’in “Görünmez Vazo”su ise sıkıntısını maviyle anlatmaya çalışan standın etkileyici işlerinden biri. Twomey, British Museum’da kırık bir vazoyu fark ediyor. Vazonun akıbetini araştırırken devlet arşivlerinden 1875’te vazonun biri tarafından kırıldığı bilgisine ulaşıyor. “Bir travmadan, bir yaradan hiç bahsetmeyince o yaşanmamış mı oluyor” fikriyle yola çıkan sanatçı 3D scan ile yalnızca vazonun kırıklıklarını çıkarıyor ve aslında “Bütün kırılganlığımla varım” diyor. Yaraların üzerinden mi kendimizi benimsiyoruz yoksa o yaralar hiç olmamış üzere mi davranıyoruz sorusunun karşılığını ise kırıkların ortasındaki boşluklara hapsolan izleyiciye bırakıyor.
“Distilled From Scattered Blue” üzerinde çok çalışılmış bir stant. Károly Aliotti başarılı bir kürasyonun yanında çok yeterli bir öykü anlatıcısı. Kimi stantların güzelleştirici gücü ön plandadır; bu stant de herkesin kendi mavisini yazacağı bir sayfa açıyor ve güzelleştiriyor.
QNB Finansbank Private Banking ana sponsorluğunda gerçekleşen stant 2 Kasım’a kadar ziyaret edilebilir. Standa, İngilizce ve Türkçe iki başka lisanda basılmış bir yayın eşlik ediyor. Yayının dizaynında Okay Karadayılar’ın, metninde ise Aliotti’nin imzası var.